NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-KASAME

<< 1914 >>

باب دية جنين المرأة

34- Ana Karnındaki Cenin'in Diyeti

 

أخبرنا إبراهيم بن يعقوب بن إبراهيم وإبراهيم بن يونس بن محمد قالا حدثنا عبيد الله بن موسى قال حدثنا يوسف بن صهيب عن عبد الله بن بريدة عن أبيه أن امرأة خذفت امرأة فأسقطت فجعل رسول الله صلى الله عليه وسلم في ولدها خمسمائة شاة ونهى يومئذ عن الخذف قال أبو عبد الرحمن أرسله أبو نعيم

 

[-: 6988 :-] Abdullah b. Bureyde'nin, babasından rivayetine göre, kadının biri diğer bir kadına taşla vurarak karnındaki çocuğu düşürdü. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kadının düşen çocuğu için diyet olarak beşyüz koyuna hüküm kıldı ve o günden sonra taşla vurmayı yasak etti.

 

Nesai der ki: Ebu Nuaym bunu mürsel olarak rivayet etti.

 

Mücteba: 8/46; Tuhte: 2006

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (4578) rivayet etti.

 

Bir sonraki hadiste mürsel olarak gelecektir.

 

 

أخبرنا أحمد بن يحيى قال حدثنا أبو نعيم قال حدثنا يوسف بن صهيب قال حدثني عبد الله بن بريدة أن امرأة خذفت امرأة فأسقطت المخذوفة فرفع ذلك إلى النبي صلى الله عليه وسلم فجعل عقل ولدها خمسمائة من الغنم ونهى يومئذ عن الخذف

 

[-: 6989 :-] Abdullah b. Bureyde'nin bildirdiğine göre, kadının biri diğer bir kadına taşla vurdu ve vurulan kadın karnındaki çocuğu düşürdü. Bu durum Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e haber verildiğinde, kadının düşen çocuğu için diyet olarak beşyüz koyuna hüküm kıldı ve o günden sonra taşla vurmayı yasakladı.

 

قال ثنا أبو عبد الرحمن هذا وهم وينبغي أن يكون أراد مائة من الغنم وقد روي النهي عن الخذف عن عبد الله بن بريدة عن عبد الله بن مغفل

 

Nesai der ki: Bu yanlıştır ve sayının yüz koyun olması gerekir. Abdullah b. Bureyde kanalıyla, Abdullah b. Muğaffel'den taşla vurmarun yasaklandığı nakledildi?

 

Mücteba: 8/46; Tuhte: 2006

Bir önceki hadiste mevsul olarak geçti.

 

 

أخبرنا أحمد بن سليمان قال حدثنا يزيد قال أنبأنا كهمس عن عبد الله بن بريدة عن عبد الله بن مغفل أنه رأى رجلا يخذف فقال لا تخذف فإن نبي الله صلى الله عليه وسلم كان ينهى عن الخذف أو يكره الخذف شك كهمس

 

[-: 6990 :-] Abdullah b. Bureyde'nin, Abdullah b. Muğaffel'den bildirdiğine göre, o taş atan bir adamı gördü ve: "Taş atma! Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) taş atmayı yasakladı" dedi. Veya: "Taş atmaktan hoşlanmazdı" dedi. Hangisinin söylediğinde (ravi) Kehmes şüpheye düştü.

 

Mücteba: 8/47; Tuhfe: 9659

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari, el-Edebu'l-Müfred (5479, 6220), Müslim 1954 (54, 55, 56), Ebu Davud (5270), İbn Mace 17 (3226, 3227), Ahmed, Müsned (16794) ve İbn Hibban (5949) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال حدثنا حماد عن عمرو عن طاوس أن عمر استشار الناس في الجنين فقال حمل بن مالك قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في الجنين غرة قال طاوس إن الفرس غرة

 

[-: 6991 :-] Tavus'un rivayetine göre, Hz. Ömer insanlarla (öldürülen) cenin hakkında istişare ettiğinde, Hamel b. Malik dedi ki: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) cenin için diyet olarak bir köle veya bir cariye verilmesi hükmünü verdi.'' Tavus: "Bir at vermek de bir köle veya bir cariye vermenin yerini tutar" dedi.

 

Mücteba: 8/47; Tuhfe: 3444

6915. hadiste tam metin olarak geçti.

 

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال حدثنا الليث عن بن شهاب عن بن المسيب عن أبي هريرة قال قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم في جنين امرأة من بني لحيان سقط ميتا بغرة عبد أو أمة ثم إن المرأة التي قضى عليها بالغرة توفيت فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم بأن ميراثها لبنيها وزوجها وأن العقل على عصبتها

 

[-: 6992 :-] Ebu Hureyre der ki: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Lihyan oğullarından bir kadının çocuğunu ölü olarak düşürmesi üzerine ona diyet olarak bir köle veya cariye verilmesine hükmetti. Köle veya cariye vermesine hükmettiği kadın da ölünce, mirasının çocuklarına ve kocasına verilmesine, diyeti de asabesinin (baba tarafından akrabalarının) ödemesine hüküm kıldı."

 

Mücteba: 8/47; Tuhfe: 3444

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (6740, 6909), Müslim 1681 (35), Ebu Davud (4577), Tirmizi (2111), Ahmed, Müsned (10953) ve İbn Hibban (6018) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا أحمد بن عمرو بن السرح قال حدثنا عبد الله بن وهب قال أخبرني يونس عن بن شهاب عن أبي سلمة بن عبد الرحمن وسعيد بن المسيب عن أبي هريرة أنه قال اقتتلت امرأتان من هذيل فرمت إحداهما الأخرى بحجر وذكر كلمة معناها فقتلتها وما في بطنها فاختصموا إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم أن دية جنينها غرة عبد أو وليدة وقضى بدية المرأة على عاقلتها وورثها ولدها ومن معهم فقال حمل بن مالك بن النابغة الهذلي يا رسول الله كيف أغرم من لا شرب ولا أكل ولا نطق ولا استهل فمثل ذلك يطل فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إنما هذا من إخوان الكهان من أجل سجعه الذي سجع

 

[-: 6993 :-] Ebu Hureyre anlatıyor: Huzeyl kabilesinden iki kadın kavga edip, biri diğerine taşla vurarak onu karnındaki çocuğu ile beraber öldürdü. Davalaşmak için Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gittiklerinde, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) ceninin diyeti olarak bir köle veya bir cariye verilmesine, ölen kadının diyetini de öldüren kadının yakınlarının ödemesine, mirasının da çocuklarına ve beraberinde olanlara kalmasına hükmetti. Hamel b. en-Nabiğa el-Huzelı:

 

"Ey Allah'ın Resulü! Nasıl olur da bir şey içmeyen, yemeyen, konuşmayan ve ağlamayan bir ceninin diyetini öderim" deyip buna benzeyen kafiyeli şeyler söyleyerek lafı uzatınca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bu kişi kahinlerin kardeşlerindendir" buyurdu.

 

Mücteba: 8/48; Tuhfe: 13320

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (5758, 5759, 6904, 6910), Müslim 1681(34, 36), Ebu Davud (4576, 4579), İbn Mace (2639), Tirmizi (1410), Ahmed, Müsned (7217) ve İbn Hibban (6017, 6020, 6022) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا أحمد بن عمرو بن السرح قال حدثنا بن وهب قال أخبرني مالك عن بن شهاب عن أبي سلمة بن عبد الرحمن عن أبي هريرة أن امرأتين من هذيل في زمن رسول الله صلى الله عليه وسلم رمت إحداهما الأخرى فطرحت جنينها فقضى فيه رسول الله صلى الله عليه وسلم بغرة عبد أو وليدة

 

[-: 6994 :-] Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında Huzeyl kabilesinden iki kadın kavga ederken biri diğerine taşla vurup karnındaki cenini düşürdü. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bu konudaki hükmü, diyet olarak bir cariye veya bir köle vermek oldu.

 

Mücteba: 8/48; Tuhfe: 15245

 

 

قال الحارث بن مسكين قراءة عليه وأنا أسمع عن بن القاسم قال حدثني مالك عن بن شهاب عن سعيد بن المسيب أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قضى في الجنين يقتل في بطن أمه بغرة عبد أو وليدة فقال الذي قضى عليه كيف أغرم من لا شرب ولا أكل ولا استهل ولا نطق فمثل ذلك يطل فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إنما هذا من الكهان

 

[-: 6995 :-] Said b. el-Müseyyib'in naklettiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) annesi karnında öldürülen cenin için diyet olarak bir köle veya bir cariye verilmesine hükmetti. Kendisine bu hüküm verilen kişi: "Nasılolur da bir şey içmeyen, yemeyen, ağlamayan ve konuşmayan biri için böyle bir diyet öderim" deyip buna benzer sözlerle lafı uzatınca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bu kişi kahinlerdendir" buyurdu.

 

Mücteba: 8/49; Tuhfe: 15245

 

İki önceki hadiste mevsul olarak geçti.

 

 

أخبرنا علي بن محمد المصيصي بن علي قال حدثنا خلف وهو بن تميم قال حدثنا زائدة عن منصور عن إبراهيم عن عبيد بن نضيلة عن المغيرة بن شعبة أن امرأة ضربت ضرتها بعمود فسطاط فقتلتها وهي حبلى فأتي فيها النبي صلى الله عليه وسلم فقضى رسول الله صلى الله عليه وسلم على عصبة القاتل بالدية وفي الجنين غرة فقال عصبتها ما أدي من لا طعم ولا شرب ولا صاح فاستهل فمثل هذا يطل فقال النبي صلى الله عليه وسلم اسجع كسجع الأعراب

 

[-: 6996 :-] Muğire b. Şu'be'nin bildirdiğine göre, bir kadın hamile olan kumasına çadır direğiyle vurup onu öldürdü. Hüküm vermesi için durumu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e aksettirdiklerinde, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) katilin asabesinin diyeti ödemelerine ve cenin için ise bir köle verilmesine hükmettL Katilin asabesi:

 

"Yemeyen, içmeyen ve bağırıp ağlamayan biri için diyet ödemem" deyip buna benzer sözlerle lafı uzatınca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bedevilergibi kafiyeli sözler mi söylüyorsun?" diye çıkıştr.

 

6997, 6998, 6999, 7000 ve 7001. hadislerde tekrar gelecektir. - Mücteba: 8/49; Tuhfe: 11510

 

Diğer tahric: Hadisi Müslim 1682 (37, 38), Ebu Davud (4568, 4569), İbn Mace (2633), Tirmizi (1411), Ahmed, Müsned (18138) ve İbn Hibban (6016) rivayet etmişlerdir.